ERCUMENT KILIC

İçeriğe git

Ana Menü

ABD DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MARC GROSSMAN 1

ABD VE DÜNYADA TANITIM VE LOBİCİLİK ÇALIŞMALARI > ABD YÖNETİMİNE BASKI ZİYARETLERİ

ERCÜMENT KILIÇ BAŞKANLIĞINDAKİ TÜRK HEYETİ MARC GROSSMAN'NI ZİYARET ETTİ




Amerikan Dış İşleri Bakanlığının 3. en önemli görevlisi olan Büyükelçi Mark Grossman ile bir görüşme yaptı
K ve Kıbrıs referandumu ardından olan gelişmelerle ilgili bilgi alış verişinde bulunduK. Toplantıya ATAA Başkanı Ercüment Kılıç  ve Kıbrıs asıllı olmaları nedeni ile davet ettiği Orhan Süleyman, Dr. Ali Manizade ve Dr. Fevziye Manizade katıldılar.

Heyet Büyükelçi Grossman'a, Annan Plani'nin her iki taraf tarafından kabulü halinde en çok yerleşim alanı değiştirmek zorunda kalacak olan tarafın Kıbrıs-Türk kesimi olmasına rağmen, kendilerinin büyük bir iyi niyetle yüksek bir oy oranı ile adanın yeniden birleştirilmesine evet oyu verdiklerini hatırlattı ve şunları belirtti: "Kıbrıs Türk kesiminin 1974'ten bu yana bir sulh içinde yaşamaktadırlar. 1974 öncesi kendilerinin maruz bırakıldıkları ve ezildikleri dönem hatırlandığında, yeniden birleşme yolunda Türk kesimininbü günkü yaklaşımı daha da büyük mana kazanmaktadır." Ayrıca aşağıdaki konular da Mark Grossman'in dikkatine getirildi:

Kuzey Kıbrıs'in maruz bırakıldığı ekonomik ambargo hem Amerika Birleşik Devletleri, hem de Avrupa ülkeleri tarafından yeniden gözden geçirilmeli, ve Kuzey Kıbrıs'in ticari engeller nedeni ile haksızca omuzlamak zorunda kaldığı ekonomik zorluklar hemen kaldırılmalıdır. Kuzeye uygulanan direk uçuş engelleri ortadan kaldırılmalıdır. Amerika tarafından Kuzey ve Güney'e uygulanan başka dengesiz uygulamalar da vardır. Amerika'ya girişlerde Kıbrıs Rum kesimine 10 yıla kadar vize uygulaması varken, aynı şartlar Türk kesimine uygulanmayıp Türklere 3 ila 6 ay arası vizeler uygulanmaktadır. Hatta Fulbright bursları bile Güney Kıbrıs'a son derece orantisiz olarak verilmektedir. Bu tip haksız uygulamalar yeniden gözden geçirilmelidir. Amerika'nin Kuzey Kıbrıs'daki temsilciliği ve KKTC'nin Amerika'daki temsilciliklerine daha yüksek bir statü getirilmelidir. Bunun da yanında, her ne kadar Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'in son zamanlardaki yaklaşımları referandum sırasında halkın büyük bir bölümüne hitab etmedi ise de, kendisi Amerika tarafından geçmişte Türk kesimine verdiği büyük hizmetlerden dolayı önemli bir devlet adamı olarak tanınmalıdır.

Büyükelçi Grossman da yaptığı konuşmada şunlara değindi: "Ben gerçekten bu oylamadan iki evet cevabı bekliyordum. Bu tip bir sonuç Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne girişindeki posizyonunu da daha kuvvetli bir hale getirecekti." Grossman, Annan Plani'nin bulunabilecek en mükemmel bir plan olmayabileceğini, ve belki de içinde bazı eksikliklerin de olabileceğini, ancak bu planın şimdiye kadar önerilenlerin en önemli ve mükemmeli olduğunu ve iki tarafı en çok bir araya geitren bir plan olduğunu belirtti, ve gelecekte kendilerinin bu planın yeniden canlandırmaya çalışabileceklerini de ilave etti. Büyükelçi ardından Kuzey Kıbrıs'a uygulanan ekonomik ambargoyu kaldırma isteği ve pozisyonu ilgili olarak da, aynı fikirde olduklarını, ancak bu gelişmenin bir süreç meselesli olduğunu ve bunun bir zaman alacağını belirtti. Grossman, heyetin diğer arzuların da makul istekler olarak görüldüğünü ve bunların Amerika Birleşik Devletleri'nin menfaatleri ile çakışmadığını dile getirdi.

Sayın Grossman ayrıca şu hatırlatmayı da yaptı: "Avrupa Birliği’nin geçmişte Türkiye ile anlaşması şu idi: ‘Türkiye Kopenhag Kritelerine uyacak ve Türkiye bir müzakere tarihi alacak.’ Türkiye bu kritelere uymak için elinden gelen her şeyi yapmıştır, ancak adanın yeniden birleşmesi bu kriterlerin bir parçası da değildir. Siz bizleri, Türkiye'nin Avrupa Birliği’e alınması, ve Kuzey'in izolasyonu yanı tecrit edilmesine karşı yaptığımız çalışmalarda yenik düşmüş görmeyeceksiniz. Eğer Avrupa Birliği bu yıl sonunda Türkiye'ye tarih verecek kadar akıllı değilse, bu hem kendileri hem de Amerika için kötü bir gelişmedir. 6 yıl Türkiye'de yaşamış birisi olarak söylemeliyim ki Türkiye eski Türkiye değildir. Son 12 yılda bile Türkiye çarpıcı değişikliklere uğramıştır, ve demokratik, dürüst ve açık bir toplum olma yönünde elinden gelen tüm adımları atmıştır. Hala insan hakları alanında Türkiye'nın ele alması gerekli konular var midir? Elbette. Ancak hiç kimse Türkiye'nin kendi toplumunu yeniden bir düzenleme adına adımlar atmadığını söyleyemez."

Toplantı sona erdiğinde, Mark Grossman sadece başarılı toplantılardan sonra önerdiği bize iletilen bir yaklaşımla,  6 ay sonra yeniden bir görüşmeye çağırma inceliğini gösterdi
ve konuları ve gelişmeleri  o tarihte ortakça yeniden gözden geçirmeyi önerdi.

 

  


 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön